Koronavirüs ve “Kolektif Yas” – 1

Koronavirüs ve “Kolektif Yas” – 1

Koronavirüs salgınıyla beraber hepimiz evlerimize çekildik. Gündemimizin büyük bir kısmını korona salgını oluşturduğu için de ilk yazımda buna ağırlık vermemin doğru olacağını düşündüm. Herkes bu konuyu farklı şekillerde ele alıyor, herkes bu konunun bizler üzerindeki farklı etkilerinden söz ediyor. Ben de daha çok bu konuya “kolektif yas” başlığı altında değinmek istedim.

Son bir ay içinde bildiğimiz yaşam tarzımızı geride bıraktık ve bambaşka bir dünya düzenine giriş yaptık. Güvenlik duygumuzu kaybettik. Uzun zamandır yaşamadığımız bir sosyal izolasyon yaşıyoruz, sevdiklerimizi düşünüyoruz ve onları korumanın, onlardan uzak durmaktan geçtiğini kabullenmeye çalışıyoruz. Geleceğe dair sorumuz çok, ancak cevabımız az -ya da yok-. Baş etmekte en çok zorlandığımız duyguyla karşı karşıyayız: Belirsizlik. Bu yaşadığımız bir anlamda yas. Normalliğin yasını tutuyoruz hep beraber. Aslında geniş bir pencereden baktığımızda yasın aşamalarını adım adım yaşadığımızı görüyoruz.

İnternette kabaca bir tarama yaptığımızda, koronayla ilgili haberlerin ülkemizdeki gazetelerde kasım ayının başından itibaren yer aldığını görüyoruz. Ancak bu konu gündemimizde belki bir aydan kısa bir süredir var. Başta hepimiz İnkâr ettik ya da durumun ciddiyetini anlamadık: “Virüs bana bir şey yapmaz.”, “Türkiye’ye gelmez bence, hem havalar da ısındı.”, “Çok abartıyorlar ya.”… Mutlaka bu cümleleri duymuşsunuzdur.

Durumun ciddiyetini anladığımızda -ya da maalesef ki hala anlamadığımızda- Öfkelendik. Çünkü bir şeyleri değiştirmemiz gerekiyordu: “Bunun yüzünden eve tıkıldık, hiçbir şey yapamıyoruz.”

Baktık olmuyor, koronayla Pazarlığa oturduk: “İki üç haftalık bir şey sonuçta, değil mi ama? O kadar dayanabilirim.”

Ancak hem Sağlık Bakanlığının yapmış olduğu açıklamalar sonucunda hem de alınan önlemlerin görece artmasıyla beraber kafamızdaki o iki üç haftalık sürenin çok da gerçekçi olmadığını anladık. Bu aşamada kaygılarımız, ümitsizlik/çaresizlik duygularımız arttı. Bu aşama yasın Depresyon aşamasıydı: “Bu ne zaman bitecek bilemiyorum.”, “İş yerleri hâlâ kapalı kalacak, ne yapacağız?”, “Her gün vaka sayısı artıyor, bizim mahallede de varmış.” gibi.

Yasın son aşaması ise Kabullenme. Bu noktaya vardığımızda işler bizim için biraz daha kolaylaşacak. Çünkü ancak kabullendiğimiz şeyi kontrol edebiliriz. “Ellerimi düzenli yıkayabilirim, sosyal mesafemi koruyabilirim.”, “Bir süre evden çalışabilirim, işimi eve entegre edebilirim.”, “Bunu bir fırsat olarak görebilirim, kendimle kalmak için ya da kendimi geliştirmek için güzel bir zaman.”, “Ertelediğim çok şey vardı, bitirilmemiş işlerimi tamamlayabilirim.”… Herkes bu aşamaları aynı şekilde ve hızda yaşamıyor ya da bir aşamada daha uzun süre kalabiliyor. Baş etme yöntemleri diğer bir yazının konusu olacak. Çok fazla yazıldı çizildi ancak değinmezsem eksik kalacağını düşündüm 🙂 Sevgiyle kalın. 

(Bu konuyla ilgili diğer yazım için -Koronavirüs ve kolektif yas 2- : http://nilayaykutlu.com/koronavirus-ve-yas/ )

Kaynak:

1- That Discomfort You’re Feeling Is Grief: https://hbr.org/2020/03/that-discomfort-youre-feeling-is-grief?fbclid=IwAR30uT4_jj7UF1wReSCXTav-3BTfrKoZZwDsOMn5kq1nRhkOl6MuGB430-s

2- Corona virüs ve kollektif bilinç: https://www.milliyet.com.tr/pembenar/aynur-yuce/corona-ve-kollektif-bilinc-2910304