Oyuncak Seçimi, Bilişsel Gelişim ve Cinsiyetçilik

Bir oyuncakçıya girdiğinizde reyonların nasıl ve ne şekilde ayrıldığına hiç dikkat ettiniz mi? Kız ve oğlan olarak ayrılmış reyonlar, mavi ve pembenin zıtlığı…
Pazarlama açısından baktığımızda cinsiyet ve cinsiyete özgü ürün pazarlama sık kullanılan bir unsurdur ve bu, ticari açıdan avantaj sağlayan bir şey olabilir. Ancak çocukları düşündüğümüzde -özellikle okul öncesi dönemdeki çocukları- cinsiyet rolleri hâlâ tam anlamlandıramadıkları bir kavram olduğu için oyuncakların bu şekilde ayrıştırılması basit bir “bölümlendirme” olmuyor. Türkiye’de oyuncak sektörünün yıllık pazar hacmi bir milyon dolar civarındadır. Sektör son 5 yılda 20 kat büyümüştür. Yani çocuklar günümüzde kârlı bir hedef kitle haline gelmiştir. Bu anlamda oyuncak şirketlerinin oyuncakları nasıl, ne şekilde pazarladıkları oldukça önem arz ediyor.
Oyun çocuğun dilidir; dünyayı, kişiliğini, yeteneklerini anlamlandırmasını sağlar. Oyuncak ise bu süreçte bir araçtır.
Kız çocukları için ayrılmış oyuncaklara baktığımızda temelde bakım vermeyle ilgili oyuncaklar görüyoruz: bebekler, mutfak gereçleri, kuaför setleri vb.

Bu konuda nispeten ilerleme kaydedilse bile yapboz, Lego, bilim seti vb. oyuncakların genelde erkek reyonlarında olduğunu görüyoruz.
Bu oyuncaklar aslında çocukların bilişsel gelişimlerini en çok destekleyen oyuncaklar çünkü bu araçlar çocukların yaratıcılıklarını, akıl yürütme becerilerini geliştirirler. Hâlbuki çocuklar, ister kız ister oğlan, “oğlanlar için tasarlanmış” oyuncaklarla daha aktif oynuyorlar. Oyuncağın niteliği ve özellikleri, hedef aldığı cinsiyetten çok daha önemli.
Neden daha az kadın mühendis var?
Mühendislik ve Teknoloji Kurumu (Institution for Engineering and Technology; IET) tarafından yapılan bir araştırma erkek çocuklarına kız çocuklarına alınandan üç kat daha fazla fen, teknoloji, mühendislik ve matematik üzerine yoğunlaşmış oyuncaklar alındığını ortaya koydu.
Maalesef ki kız çocukları bu alanlara pek aşina olarak büyümüyorlar. Doğru oyuncak seçimi temelde ailelerin sorumluluğudur ancak oyuncak üreticilerinin de cinsiyetçi kalıpları güçlendirmemesi gerekiyor.
Erkek çocuklarının da işi zor
Çünkü aileler genelde kız çocuklarıyla ilişkisel oyunlar oynarken, erkek çocuklarıyla daha hareketli oyunlar ve yarış oyunları oynuyorlar. Bu anlamda kadınlar ve erkeklerin duygularını ifade etme düzeyleriyle ilgili farklılık bundan kaynaklanıyor. Devamında da zaten erkeğe dayatılan toplumsal cinsiyet rolleri bunu pekiştiriyor: “Erkek adam ağlamaz!”
Aynı zamanda erkek çocukları cinsiyete uygun davranma konusunda kız çocuklarına göre bir nebze daha baskı altında yetişiyor. Genelde bir kız çocuğunun arabayla ya da “erkeksi” materyallerle oynaması aileleri rahatsız etmezken, bir erkek çocuğunun Barbie bebek istemesi ya da kadınsı materyalleri (ruj, oje, parfüm vb.) merak etmesi ailelerin şiddetle karşı çıktığı bir şey oluyor.
Genel olarak toplumumuzda kadın olsa dahi erkeksi özelliklere daha olumlu anlamlar atfediliyor ve benimseniyor. “Erkek gibi kadın!” ve “Karı gibi ağlama!” söylemlerinin çok farklı duygular uyandırması gibi. İlkinde güce yapılan bir atıf varken ikincisinde “zayıflığa” yapılan bir atıf vardır. Hâlbuki üzülmek ve ağlamak, cinsiyetten bağımsız bütün canlılara özgü şeylerdir, değil mi?
Sonuç olarak bir çocuk, ona sadece cinsiyetine uygun olduğu düşünülen oyuncaklar alındığında birçok şeyi kaçırır!
Burada ailelerin farkındalığı ve kendi toplumsal cinsiyetlerine dair tutumları büyük önem kazanıyor. Bu konuda katı sınırları olan aileler bazen çocuklarının cinsiyet rollerine ters düşen davranışlarını veya oyunlarını “problemli” olarak tanımlayabiliyorlar. Eğer okulda çalışan eğitimciler de bu şekildeyse ailelere asılsız tavsiyelerde bulunabiliyorlar.
Örneğin; “Kızınıza elbise giydirin ki daha çok kız gibi hissetsin.” ya da “Kızınıza takı toka gibi daha süslü şeyler takın.” veya “Oğlunuz kızlarla oynuyorsa baba rol modeli zayıf olabilir, erkeksi davranışlara özendirin.”
Erkek çocuğunuz bebekle oynadığında, pembe bir şey giymek istediğinde, annesinin sürdüğü ruju merak ettiğinde bu onun feminen olduğu anlamına gelmez. Tam tersi de kız çocukları için geçerli.
Bilim kurgu ile ilgilenen kız çocukları ve yemek pişirmeyi seven erkek çocukları yetiştirmeniz dileğiyle…
Kaynaklar:
1- Gender Stereotypes: Why do shops divide products for girls and boys?: https://www.bbc.co.uk/newsround/46530419
2- Oyuncakların cinsiyeti olmasın!: https://gaiadergi.com/oyuncaklarin-cinsiyeti-olmasin/
3- Araştırma: Cinsiyetçi Oyuncaklar Kız Çocukları Mühendislikten Uzak Tutuyor: https://www.egitimpedia.com/arastirma-cinsiyetci-oyuncaklar-kiz-cocuklari-muhendislikten-uzak-tutuyor/
4- İnci Kuzu, Ç. (2015). Okul Öncesi Dönemdeki Çocukların Cinsiyet Önyargıları İle Oyuncak Seçimi ve Ebeveynlerin Buna Etkisi, Uluslararası Sosyal Araştırmalar Der-gisi, 8 (39), 651-654
5- Number of shops dividing toy departments into sections for boys and girls falls: https://www.theguardian.com/business/2013/dec/13/shops-toy-departments-boys-girls
6- Güvenç, D., & Demircili, E. (2018). OYUNCAKLARIN PAZARLANMASINDA TOPLUMSAL CİNSİYET. Sosyal ve Beşeri Bilimler Dergisi, 10(1), 1-17