Psikolojik İyi Oluş Ne Demek?

Psikolojik İyi Oluş Ne Demek?

Psikolojik iyi oluş dendiğinde sıklıkla algılanan şeyin “mutlu olma” olarak algılandığını görüyorum.  Ancak bu kavram pozitif duygu durumundan ziyade, yaşam tutumlarından oluşan çok boyutlu bir kavramdır. Sadece ve sürekli mutlu olmayı içermez.

Aslında psikolojik iyi oluş denince temelde beklenen şey, uygun duruma uygun tepki vermek. Mesela sevdiğiniz birini kaybettiğinizde yaşadığınız yas süreci, sizin psikolojik olarak iyi olmadığınız anlamına gelmiyor. Ya da tam tersi acınızı hiç ifade etmemeniz, çok “dirayetli” davranmanız da psikolojik olarak iyi olduğunuz anlamına gelmiyor.

Carol Ryff, psikolojik iyi oluşu tanımlarken altı boyuttan bahsetmiştir:

1) Yaşam amacı

2) Özerklik

3) Bireysel gelişim

4) Çevresel hâkimiyet

5) Diğerleriyle olumlu ilişkiler

6) Öz kabul

Yaşam amacı: Bu kavram hayatımızı ne kadar anlamlı ve amaçlı bulduğumuza dair bir kavramdır. “Hayat yaşamaya değer mi?” sorusuna verdiğimiz cevaptır. Eğer yaşadığımız hayatı anlamlı bulmuyorsak hedeflerimizi gerçekleştirme ve hayatımıza yön vermekte de zorlanırız. Geleceğe dair umutlarımız ve inançlarımız zayıftır.

Özerklik/otonomi: Kendi standartlarımızı geliştirmemizi ve hayatımızı bu kişisel standartlara göre düzenleyebilme düzeyimizle ilgili bir kavramdır. Davranışlarımızı şekillendirirken kontrol odağımızın ne olduğunu belirler. Aynı zamanda sosyal baskılara ne düzeyde direnebildiğimizle de ilişkilidir.  Düşük özerkliğe sahip bireyler başkalarının beklenti ve değerlendirmeleri konusunda daha hassastır. Tek başlarına karar vermekte zorlanırlar ve toplumsal baskıyı daha çok hissederler. Bu da uzun vadede yetersizlik duygularının ortaya çıkmasına ya da mevcut yetersizlik duygularının artmasına neden olur.

Bireysel gelişim: Potansiyelimize dair farkındalığımız ve yeteneklerimizi geliştirme çabamızla ilgili bir kavramdır. Bu, beraberinde yeniliklere açık olmayı da gerektirir. Kişisel gelişim motivasyonu düşük olan kişilerin hayatı sıkıcı ve durgun bulma ihtimalleri daha yüksektir. İlerlemek için sıklıkla başkalarının onları “ittirmelerine” ihtiyaç duyarlar. Aynı zamanda yeni tutum ve davranışlar geliştirmekte zorlanırlar.

Çevresel hâkimiyet: Kendi istek ve gereksinimlerimiz doğrultusunda çevremizi etkili bir şekilde yönlendirebilme, düzenleyebilme ve çevremize uyum sağlayabilme kapasitemizle ilgilidir. Aynı zamanda zorluklarla başa çıkabilme becerimizle de ilgili bir kavramdır. Çevresel hâkimiyeti düşük kişiler, etraflarındaki imkânları fark etmekte ve değerlendirmekte güçlük çekerler. Zorluklar karşısında ne yapacaklarını bilemezler. Bu da devamında, dış dünya üzerinde kontrolleri azalıyormuş gibi hissetmelerine neden olur.

Diğerleriyle olumlu ilişkiler: Doğduğumuz andan itibaren dış dünyayı ilişkiler aracılığıyla algılarız, keşfederiz ve anlamlandırırız. Bu ilişkiler sayesinde dış dünya bizim için güvenilir bir yer olur veya olmaz. Bu yüzden her şeyin çekirdeği ilişkilere dayanıyor. Doyurucu insan ilişkilerinde başkaları tarafından sevilme, destek ve değer görme ihtiyaçlarımız karşılanır. Hepimizin bu ilişkilere ihtiyacı vardır. Bunun eksikliğinde kendimizi kişiler arası ilişkilerden izole olmuş, güvensiz, değersiz ve hayal kırıklığına uğramış hissederiz.

Öz kabul: Kişinin kendisini olumlu algılamasını, olumlu ve olumsuz bütün özellikleriyle kendisini kabul etmesini ifade eder. Son birkaç yılda bu konu oldukça önem kazanmış ve öz şefkat kavramı üzerine araştırmalar artmıştır. Yani başkalarına sunduğumuz anlayışı, kabullenişi ve affediciliği kendimize de sunabilme kabiliyetidir. Buna oldukça ihtiyacımız var, çünkü insanın en ağır eleştirmeni kendisidir.

Daha önce de dediğim gibi, psikolojik iyi oluş tek tip bir duygu durumu demek değildir. Aksine bütün duygularımızla temas hâlinde olmaktır. Kendinizi her hâlinizle kabul edip, kendinizle olan temasınızı hiç kesmemeniz dileğiyle.

Kaynak:

1- Demirci, İ., & Şar, A. H. (2017). Kendini bilme ve psikolojik iyi oluş arasındaki ilişkinin incelenmesi. İnsan ve Toplum Bilimleri Araştırmaları Dergisi6(5), 2710-2728.

2- Ryff, C. D. (2014). Psychological well-being revisited: Advances in the science and practice of eudaimonia. Psychotherapy and psychosomatics83(1), 10-28.

3- BERBER ÇELİK, Ç . (2018). Bağlanma Stilleri, Psikolojik İyi Olma ve Sosyal Güvende Hissetme: Aralarındaki İlişki Ne?. Bayburt Eğitim Fakültesi Dergisi , 13 (25) , 27-40 . Retrieved from https://dergipark.org.tr/tr/pub/befdergi/issue/38072/399356

4- İyi Oluş Nedir? What is Well-Being?: https://fatierdogan.com/psikolojik-iyi-olus/