Sihirli Değneği Kullanmak İstiyor Musunuz?

Danışmanlık sürecinde hem uzmanın hem de danışanın nihai hedefi kişinin kendini daha iyi hissetmesi, duygusal olarak daha tatmin edici bir hayat yaşamasıdır. Bu da işlevsiz düşünceler, kendine zarar veren davranış kalıpları ve başkalarıyla sağlıklı ilişki kurmayı engelleyen faktörler üzerinde çalışmayla gerçekleşir. Ancak bazen her ne kadar sorunun farkında olsak da, bize iyi gelecek şeyin ne olduğunu bilsek de durumu değiştirmek için harekete geçmek zordur. Peki ya bu direnişi tetikleyen yönleri görmezden geliyorsak? Bizim o hep değiştirmeye çalıştığımız düşünce kalıpları ve davranışlar, yaşamımızı korumak gibi bilmediğimiz avantajlara sahipse?
Danışmanlık ya da değişim sürecinde genellikle iki türlü direnç görüyoruz. Bunlardan biri sonuç direnci, diğeri ise süreç direncidir. Sonuç direncinde bir problemin çözülmesini isteme ya da bu konuda kararsızlık söz konusudur. Kaygı problemi yaşayan biri, sürekli yaşadığı bu endişeden kurtulmak istediğinden emin olmayabilir. Bir alışkanlığı ya da bağımlılığı olan biri, bunu bırakma konusunda yeteri kadar istekli olmayabilir. Depresif biri de aynı şekilde. Süreç direnci ise problemin çözümü için gereken çabayı göstermek istememeyle alakalıdır. Eğer bir problemi çözmede ya da herhangi bir konuda değişmede sorun yaşıyorsanız siz hangi konuda direnç yaşıyorsunuz, bunu bir düşünün.
Herhâlde kime sihirli bir değnekle problemlerinin, kendisini kötü hissettiren duygu ve düşüncelerin ortadan kaybolabileceğini söylesek ilk başta büyük bir sevinçle kabul eder. Ancak bir daha hiç kaygı duymadığınızı düşünün ya da üzüntü duygunuzun söküp alındığını. Mesela bir düşünün, yıllarca acı çektiğiniz bir yaşantıyla ilgili neşe dolu hissetmek ister misiniz? Üzüntü, önem verdiğimiz bir şeyin kaybından kaynaklanır ve ne kaybettiğimize dair bir farkındalık oluşturmamızı sağlar. Kaygı bizi tetikte tutan bir duygudur ve önlem almamızı sağlar. Depresyon sıklıkla çevremiz tarafından daha fazla şefkat ve anlayış görmemizi sağlar. Umutsuzluk bizi hayal kırıklığından koruyup bize bir bütünlük sağlayabilir. Bazen kendimizi çok eleştirmemiz kendimize karşı dürüst olmamızı, hatalarımız yüzünden başkalarını sorumlu tutmamamızı, yüksek standartlar belirlememizi ve sıkı çalışmamızı sağlayabilir.
Örnekler çoğaltılabilir. Ancak bizi en çok zorlayan problemlerde bile bizi koruyan, işlevsel olan bir taraf vardır. Çünkü işe yaramayan şey, pekişmez. O yüzden bunları tamamen ortadan kaldıracak sihirli bir değnektense belki de bir kadrana ihtiyacımız var. Bir şeyi değiştirmeden önce bunu fark etmenizin önemli olduğunu düşünüyorum. Mesela tekrardan kaygı örneğine dönecek olursam, tedbirli olmamız ve kendimizi korumamız için 100 üzerinden 90 puan vereceğimiz bir kaygı seviyesine gerçekten ihtiyacımız var mı? Yoksa 20-30 puanlık bir kaygı seviyesi bizim için yeterli olur mu? Ya da bunu sıfıra indirmek, hiçbir şeyin sizi kaygılandırmaması ideal olan mı? Bunlara cevap bulabildiyseniz şimdi size şunu soruyorum, hala sihirli değneği kullanmak istiyor musunuz?
Kaynak:
1- When Helping Doesn’t Help: Why Some Clients May Not Want to Change: https://www.psychotherapynetworker.org/magazine/article/1076/when-helping-doesnt-help